top of page

Peki Şimdi ?


Yaklaşık 1.5 yıl süren seçimler silsilesini 7 Haziran itibariyle nihayete erdirdik. Öncelikle sonuçlardan evveliyetle üzerinde durmamız gereken husus şudur ki AB komisyonlarının dikkatini celbedecek seviyede,neredeyse hiçbir Avrupa ülkesinde göremeyeceğimiz noktada %85 gibi bir katılım oranı aslında ülkemizde demokrasi sisteminin nasıl işlediğinin önemli bir emaresi. Seçim sonrası özellikle uyum sürecinde olduğumuz Avrupa Birliği'nin katılım oranına yönelik olumlu tavrı Türk halkı ve demokrasisi açısından övünülecek bir husus. Diğer yandan seçim başlangıcından oy kullanım saatinin sonuna dek gerek oyların kullanımı gerek sayımı esnasında birkaç ufak husus dışında seçime gölge düşürecek bir olayın yaşanmamış olmasıda aslında Türk seçmen profilinin ve Türk demokrasi anlayışının bir tezahürü kabul edilebilir. Peki sonuçlara gelecek olursak üzerine hemen 8 Haziran sabahından itibaren derin analizler yapılan genel seçimler bize neyi gösterdi ? 13 yıllık tek başına iktidar ünvanını 18 milletvekili farkla kaybeden Adalet ve Kalkınma Partisi hiç şüphe yokki teşkilatlarındaki rehavetin kurbanı oldu. Her ne kadar ünvanını yitirmiş olsada aldığı %40.9 gibi bir oy oranı ile standartların çok üzerinde bir seviyede sandıktan 1.parti çıkmış olsada,halkın uyarı niteliğindeki bakış açısı hiç şüphesiz sosyal yaşamı eti. Zira sandıktan çıkan belirsizlik,sokağa korku ve panik olarak döndü. Siyasi belirsizlik aynı zamanda hiç vakit kaybetmeden ekonomiyide beraberinde tetikledi ve Türkiye 8 Haziran sabahına dolarda yükselişle,9 Haziran sabahına ise buna bağlı olarak petrol fiyatlarında artış ile başladı. Bu siyasi çıkmazdan koalisyon hükümeti veya bir azınlık hükümeti çıkar mı bilinmez ama halk ne yazık ki kendi kendini cezalandırdığını yeni farketmeye başlıyor. Gerek sokaktaki sosyolojik havayı ölçerek gerek artık her eve giren sosyal medya aracılığı ile yapacağınız ufak bir nabız yoklaması hemen yarın bir seçim yapılsa AK Parti'nin tek başına iktidarının kaçınılmaz olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor. Herkesin aklındaki soru ise şu olsa gerek ki:Bundan sonra ne olacak ? Bahçeli'nin her ne kadar sıcağı sıcağına bir açıklama olarak değerlendirilsede sonuçlardan hemen sonra yaptığı açıklama bir ortaklık kapısını gerek AK Parti'ye gerek diğerlerine kapatmış gibi görünüyor. Zira AK Parti'nin olmadığı 3'lü bir koalisyon hükümeti düşüncesinde tabanından direnç yiyecek tek lider Bahçeli gibi görünüyor. Demirtaş'ın AK Parti'ye kapıları kapatması elde sadece AK Parti-CHP beraberliğini bırakıyor lakin bu noktada her ne kadar seçimin açık ara galibi Adalet ve Kalkınma Partisi ulusal menfaatler adına, yönetimden mahrum bir devlet mekanizması ortada bırakmamak için yapıcı bir rol izlemeye kalkacak olsada taban,CHP koalisyonuna kesinlikle izin vermeyecektir. Ve bu durumda elde kalan ise ya bir azınlık hükümeti ki bu zor görünüyor yada erken seçim kararı. Olası bir erken seçim şüphesiz koalisyon hükümetlerinin "getirilerini" az çok bilenler için bir nebze olsun nefes alma imkanı verecektir. Fakat Türkiye seçimleri için 8 Haziran sabahına adeta bayram başlıkları atan küresel sermaye göstereceği direnç ile mühendislik siyaseti yapmaktan geri durmayacaktır. Ancak sandıktan bunca belirsizlik arasında net olarak çıkan tek nokta ise parlementer sistemin artık yürümediği gerçeğidir. Neredeyse gürültüsüz sona ermemiş tek bir koalisyon hükümeti bile yokken hâlâ başkanlık sistemini tartışmaktan kaçanlar hiç şüphesiz bu belirsizlik ortamında derin bir analize ihtiyaç duyanlardır.


Featured Posts
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Recent Posts
Search By Tags
Henüz etiket yok.
Follow Us
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Google Classic
bottom of page